T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

ŞAP HASTALIĞI KONUSUNDA YETİŞTİRİCİLERİMİZİN DİKKATİNE

Yayın Tarihi : 13.07.2023

Şap Hastalığı ile ilgili olarak;

“2023 yılının ilkbahar döneminde; İl/İlçe Müdürlüklerimizde görevli personellerce köy ve mahallelerimizde büyükbaş işletmelerde bulunan hayvanlara 2 uygulama şeklinde Şap Aşısı yapılmıştır. Şu anda da sınır bölgelerimizde bilgilendirme, dezenfeksiyon ve 3. doz şap aşısı uygulamasına başlamış bulunuyoruz. Sonbahar döneminde tüm il genelinde 4. doz şap aşılaması yapılacaktır."

Şap Hastalığı ile ilgili Şap Enstitümüzün web sitesinde yayınlanan bilgilendirmede;

“Şap hastalığı ülkeler arası canlı hayvan ve hayvansal ürün ticaretini olumsuz yönde etkileyen, büyük ekonomik kayıplara neden olan, çift tırnaklı hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral bir hastalığıdır. Şap virusu, antijenik olarak değişkenlik gösteren viruslardan biridir ve 7 farklı serotipi (A, O, C, Asia 1, SAT1, SAT2, SAT3) vardır. Bu serotipler çok sayıda alttip ve varyanta sahiptir. Diğer tek iplikçikli RNA viruslarında olduğu gibi şap virusu da doğal şartlarda yüksek mutasyon oranına sahiptir Antijenik varyasyon en çok A tipinde belirgindir. Bunu O ve C tipleri takip eder. Asia l suşları arasında da önemli antijenik varyasyonlar tespit edilmiştir Bu çeşitlilik, hastalıkla mücadelede aşı kullanımını güçleştiren bir etmendir. Sınırlı sayıda bulunan aşı suşları, dünyanın farklı bölgelerinde, bazen aynı bölgede mevcut viruslar için etkili bir koruma sağlayamaz.

Düşük ısı derecelerinde stabil olan şap virusu 50 C'nin üzerinde kısa sürede inaktive olur. Bununla birlikte kemik iliği ve lenf bezlerinde uzun süre canlı kalabilir. Hastalığın doğal epidemiyolojisinde rol oynayanlar içinde sığır, domuz, koyun ve keçi büyük öneme sahiptirler. Şap hastalığına dirençli köpek ve at gibi hayvanlar hastalığın mekanik olarak taşınmasında rol oynayabilirler.

Direkt temas, enfekte ve duyarlı hayvanlar arasında en yaygın bulaşma formudur. Şap hastalığı mihraklarının yaklaşık %95' inde bulaşma direk temasla olur. Birbirlerine çok yakın mesafede bulunan hayvanlar arasında oluşan solunum yolu ile bulaşma direk temasın en önemli yoludur. Şap virusu hayvanların soludukları havada enfeksiyondan beş gün sonrasına kadar bulunabilmektedir. Sığırlar geniş solunum hacimleri ile hava yolu ile enfeksiyona en duyarlı olan hayvanlardır.

Türkiye'de şap hastalığı mihraklarında yapılan incelemelerde, hastalığın en yaygın bulaşma yolunun direk bulaşma olduğu bildirilmiştir. Bu bulaşma şeklinde genellikle hayvan hareketleri ve hayvan pazarlarının önemli rolü olduğu düşünülmektedir.

Şap hastalığının en önemli epidemiyolojik özelliklerinden birisi de virusun hava yolu ile çok uzak mesafelere taşınması nedeniyle hastalığın yayılmasıdır. Bir de virusun mekanik olarak taşınması yolu ile bulaşma şekli vardır. İnsan ve hastalığın konakçısı olmayan hayvanlar (Kuşlar, fareler, vs.), kontamine materyaller (Yem, ot, su, vs.), nakil araçları, et, et ürünleri, süt, süt ürünleri, suni tohumlama ve embriyo transferi yolları ile virus mekanik olarak taşındığı için enfeksiyon kaynağı olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki enfekte ve duyarlı hayvanlar arasındaki direkt temas (Yaklaşık %95) en yaygın bulaşma formudur.

Hasar görmüş boynuzlaşmış epitel dokusuna direk virus girişi dışında, farengeal bölge enfeksiyonun primer bölgesidir. Viremiden veya klinik belirtilerin görülmesinden 1-3 gün önce bu bölgede virus tespit edilebilir. Virus farenksteki primer replikasyonu takiben lenfatik sisteme geçerek, kan yoluyla doku ve organları enfekte eder. Viremi dönemi yaklaşık 4-5 gün sürer. Klinik belirtilerin görülmesinden önce virus sekret ve ekskretlerde vardır. Hedef dokulara (ağız, deri ve dilin boynuzsu epiteli) taşınan virus burada depolanır ve ikinci replikasyona başlar.

Virusa karşı konakçı reaksiyonu, klinik belirtilerin görülmesinden 3-4 gün sonra, özellikle antikor yanıtı şeklinde tespit edilir. Virusun titresi düşerken nötralizan antikorlar yükselir ve bu bağışıklık yanıtı dolaşımdaki virusun temizlenmesinde genellikle yeterli olmakla birlikte, taşıyıcılık durumunun oluşumunu engelleyemeyebilir. Bu taşıyıcı hayvanlardan sığırlarda probang yöntemi ile enfeksiyondan 2.5 yıl sonra dahi virus tespit edilebilir. Bu süre koyunlarda 6 ay kadardır. Domuzlarda taşıyıcılık oluşmaz. Antikorlar dolaşımdaki virusu etkin bir şekilde temizler. Bununla birlikte, epitelde 10-14 gün süre ile virus tespit edilebilmektedir.

Enfeksiyonun ağır seyrettiği durumlarda, veziküller genişler ve yara şeklini alır. Veziküllerin içi açık renkte seröz sıvı ile doludur. Veziküller genellikle kabuklaşır ve bu kabuklar yaklaşık 24 saat sonra düşer. Kabukların ayrılmasından sonra kırmızı renkte ülserler açığa çıkar. Birkaç gün sonra lezyonlar üzerinde nekrotik epitel parçaları meydana gelir. Özellikle ağız bölgesinde ve dil üzerinde hastalığa özgü granülasyon dokusu oluşur.

Bazı şap virusu suşları, genç hayvanlarda kalbe büyük zarar vererek akut miyokarditise yol açar ve beyaz-gri nokta veya şeritler kalbe kaplan postu görünümü verir. Hiperakut vakalarda kalpte makroskobik lezyonlar görülmeyebilir ve sıklıkla epitel dokusunda veziküler lezyonlara rastlanmaz. Bununla birlikte genellikle kalpten ve kandan virus izole edilebilir.

Hastalığın ilk devresinde viremiden dolayı hayvanlarda ateş görülür. Bu dönemde ateş 40- 410C ye çıkar. Ancak bu devre kısa sürer ve ateşsiz dönem başlar. Daha sonra ağızda veziküllerden dolayı iştahsızlık ve depresyon görülür. Şap virusunun en çok yayıldığı dokular özellikle ağız, ayak ve meme epitelidir. Genç hayvanlarda ilk belirti yüksek ateştir. Bunu ağız mukozasında, ayaklarda tırnak arası ve korona bölgesinde, memelerde veziküllerin oluşumu takip eder. Sığırlarda ağız lezyonları koyun, keçi ve domuzlardan daha şiddetlidir. Veziküllerden dolayı ağızdan bol miktarda ip gibi uzayan salya akmaya başlar. Ağızda bol salya mevcut olup, mukoza kırmızı ve sıcaktır. Dil ve dudakların iç yüzeyinde, yanak, dişetleri ve damakta veziküllerin oluştuğu görülür. Koyunlarda klinik belirtiler hafif seyreder Virus miktarına bağlı olarak hastalığın inkubasyon süresi 2-14 gün arasında değişmektedir. Koyunlarda belirtiler sığırlardakine benzermektedir; fakat daha hafif seyreder ve bazen varlığı bile anlaşılamaz. Ağızdaki lezyonlar küçük ve çabuk kaybolan niteliktedir. Çoğu zaman ayaklar daha duyarlıdır, topallık klinik belirtilerin başında gelir​

Şap Mihrakı Durumunda Alınacak Tedbirler:

1. Kesim ve mihrakların çevresinde aşılama ve hijyen kuralları: Hastalığın kontrol altına alındığı ülke ve bölgelerde yıllık aşılama olmaksızın enfekte hayvanlar ve şüpheliler karantinaya alınır. Enfeksiyon bölgesinin çevresindeki hayvanlar aşılanırlar.

2. Sığır popülasyonunun yıllık aşılaması: Hedef popülasyonunun en az % 80 'nin şap hastalığına karşı aşılanarak yeterli korumanın sağlanabilmesi amacıyla yılda iki dönem şeklinde yoğun koruyucu aşılama kampanyaları sürü bağışıklığını sağlamaktadır.

HASTALIĞA KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER

Şap hastalığının mücadelesinde alınacak önlemler iki yönden ele alınabilir.

a) Hastalık çıkmadan önce alınacak genel tedbirler:

Duyarlı hayvanlara şap aşısının periyodik olarak uygulanması,

Yeni alınan hayvanlara şap aşısı yapılıp yapılmadığına dikkat edilmesi,

Yeni alınan hayvanlara diğer hayvanlardan ayrı bir yerde karantina uygulanması (20 gün),

Pazarda satılacak veya başka bir yere nakil edilecek hayvanlara en az 15-20 gün önceden şap aşısının yapılması,

Ahır girişlerinde gerekli olan paspas veya giriş havuzlarında devamlı olarak sodyum karbonat, bakır sülfat, sitrik asit vb. dezenfektan maddelerin bulundurulması,

Ahırlara hayvan bakıcılarından başkalarının sokulmaması,

Hayvan bakıcılarının özel elbise ve ayakkabı ile ahıra girmelerinin sağlanması, bakıcıların diğer ahırlardan uzak tutulması.

Sağımdan önce ellerin ve sağımda kullanılacak malzemelerin temizliğine dikkat edilmesi,

Şüpheli vakalarda veteriner hekim'den bilgi alınması.

b) Hastalık çıktıktan sonra alınacak önlemler:

Hastalıktan şüpheli hayvanların derhal ayrı bir yere alınması,

Ahırlara giriş çıkışların yasaklanması, İl/ilçe müdürlüklerine haber verilmesi,

Ahıra veya çiftliğe izinsiz kimsenin sokulmaması,

Araçların çiftliğe giriş/çıkışlarının mümkünse engellenmesi, mümkün olmaması durumunda hareketlerde hijyen kurallarına harfiyen uyulması,

Yem, saman, altlık gibi malzemelerin giriş çıkışına izin verilmemesi,

Hasta hayvandan bulaşan yataklık ve otların yakılması,

Hasta hayvanlara ait sütlerin süt satıcılarına verilmemesi,

Satıcıların çiftliğe sokulmaması,

Hastalık sönüşüne kadar hayvan alım ve satımının yapılmaması,

Ahırlar birden fazla ise, her biri için ayrı bakıcıların bulundurulması, şayet mümkün değil ise bakıcılarının çizme ve elbiselerinin her ahırda değiştirilmesi,

Çevre ahır ve çiftliklerin ziyaret edilmemesi, yabancıların hayvanlarını görmeleri için çağırılmaması,

Hasta ve hastalıktan şüpheli hayvanlarla temas edenlerin, bu hayvanlara ait eşya, malzeme ve naklinde kullanılan vasıtaların dezenfeksiyonunun sağlanması,

3285 sayılı HSZ Kanun ve Yönetmeliğine göre hareket edilmesi

Enfekte hayvanların itlaf edilmesi/kesimi/imhası, (hastalık insidensinin düşük olduğu ülkelerde), ​

ANTİSEPTİK UYGULAMASI VE DEZENFEKSİYON

Şap hastalığına yakalanan hayvanlarda virus etkinliğini azaltarak tedaviye yardımcı olmak için antiseptikler, barınaklar, nakil vasıtası, yem, kıyafet, malzeme gibi yeni bulaşmalara sebep olabilecak şüpheli herşeyi dezenfekte etmek için yapılacak uygulamalarda aşağıdaki şekilde hareket edilir.

  Ağız ve meme yaralarında kullanılacak antiseptik solüsyonlar;

  Sodyum karbonat ( Çamaşır sodası ): % 2-3

  Sodyum bikarbonat ( Yemek sodası ): % 10-15

  Potasyum Permanganat: % 0,5

  Potasyum klorat: % 0,5

  Sirkeli su: % 10

  Ayak yaralarında kullanılacak antiseptik solüsyonlar;  

  Sodyum hidroksit. %  1-2

  Sodyum karbonat (Çamaşır sodası ): %  3-5

  Sodyum hipoklorit: % 1-2

  Potasyum hipoklorit sol.: % 1-2

  Potasyum hidroksit: % 1-2 ​

  Barınak, hayvan nakil araçları ve alet-malzemelerin dezenfeksiyonu;

  Kaba temizlik yapıldıktan sonra şu solüsyonlar uygulanır

  Organik asitler: % 0,25

  Formol: % 1 (1 Lt. Suya 20 cc )

  Kreolin: % 3-5​​

Giyim Eşyasının Dezenfeksiyonu: Kaba temizlik yapıldıktan sonra, ya eşyalar büyükçe bir kap içinde hazırlanan % 4-5'lik çamaşır sodalı suya atılarak 1 saat bekletilir. Yada etüv bulunan yerde bulaşık eşyalar etüve konur veya kaynar su buharına tutulur.

Yemlerin Dezenfeksiyonu: Miktarı az olduğu takdirde yakılır. Ekonomik sebeplerle bu işlem yapılmadığı takdirde sadece virusla bulaşık olması kuvvetle muhtemel olan kısımları yakılarak imha edildikten sonra, kalan kısım kapalı ve mahfuz yerler içinde bir gün formol buharına maruz bırakılır ve iyice havalandırıldıktan sonra kullanılır. Mümkünse hastalığa duyarlı olmayan türlere yedirilir.

İçme Suyunun Dezenfeksiyonu: Şaplı hayvanlar tarafından bulaştırılmış çeşme, yalak, havuz gibi sulama yerlerindeki sular, uygun dezenfektanlardan biri ile ilaçlandıktan sonra boşaltılır ve yeniden dezenfekte edilerek sağlamların faydalanmasına açılır. Bulaşık sular hayvanlara içirilmez. Herhangi bir sebeple bu gibi suları içirme zorunluluğu olduğunda, eczanelerde ruhsatlı müstahzar olarak satılan antiseptiklerden biri, tarifesindeki ölçülerde suya katılır.